İçindekiler
İstanbul’un Depreme Dayanıklılığı Büyük Tehlike Altında
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, İstanbul’da olası bir depremin yaratacağı büyük tehlikelere dikkat çekti. Bakan Kurum, 7,5 milyon konut ve iş yerinden 1,5 milyonunun yüksek risk altında olduğunu belirterek İstanbul’un yeni bir depremi kaldıracak gücü olmadığını vurguladı.
Bakan Kurum, Asrın İhyası: Güçlü Yarınlara 6 Şubat Depremleri Sempozyumu’nda yaptığı konuşmada, kentsel dönüşüm sürecinin hızlandırılması gerektiğini ve devletin bu konuda kararlı adımlar attığını ifade etti. İstanbul’da 907 bin bağımsız birimin dönüşümünün tamamlandığını hatırlatan Kurum, devam eden 193 bin konut ve iş yerinin dönüşüm sürecine dikkat çekti.
Deprem Riskine Karşı Kentsel Dönüşümün Önemi
İstanbul’da 600 Bin Konut Büyük Tehdit Altında
Bakan Murat Kurum, yaptığı açıklamada, İstanbul’da milyonlarca vatandaşın her an yıkılma tehlikesi taşıyan 600 bin konutta yaşadığını dile getirdi. Bu konutların acilen yenilenmesi gerektiğini belirten Kurum, kentsel dönüşüm projelerinin bu noktada hayati bir rol üstlendiğini ifade etti.
Devlet olarak “Yarısı Bizden” kampanyasıyla dönüşüm projelerini hızlandırdıklarını aktaran Kurum, vatandaşların bu sürece destek vermesinin önemini vurguladı. Kentsel dönüşüm sürecine spekülatif yaklaşımlardan uzak, tamamen güvenlik odaklı bir perspektifle yaklaşılması gerektiğini söyledi.
İstanbul’un Depreme Dayanıklılığı İçin Atılan Adımlar
Bakan Kurum, şu ana kadar yapılan çalışmaları şöyle özetledi:
- 907 bin bağımsız birim depreme dayanıklı hale getirildi.
- 193 bin konut ve iş yerinin dönüşümü devam ediyor.
- Kentsel dönüşüm projeleri hız kazanarak sürecek.
Kurum, depreme karşı dirençli şehirler inşa etmenin, ülkenin milli güvenliği için büyük bir önem taşıdığını da sözlerine ekledi.
Ege Denizi’ndeki Sismik Hareketlilik Büyük Bir Uyarı
Santorini Adası’ndaki Depremler Türkiye İçin Ne Anlama Geliyor?
Bakan Murat Kurum, Ege Denizi’nde son dönemde artan sismik hareketliliğin de önemli bir uyarı niteliğinde olduğunu belirtti. Son günlerde Ege’nin güneyinde, özellikle Santorini Adası çevresinde yoğunlaşan depremler, Türkiye için önemli mesajlar veriyor.
2011-2012 yıllarında benzer bir sismik aktivitenin yaşandığını hatırlatan Kurum, ancak bu hareketliliğin volkanik bir patlamaya neden olmadığını ifade etti. Şimdi benzer bir hareketliliğin yeniden başlamasının ve sürekli yaşanan sarsıntıların önemli sinyaller verdiğini vurguladı.
Türkiye, Deprem Gerçeğine Hazırlıklı Olmalı
Bakan Kurum, Ege’de yaşanan bu hareketliliğin İstanbul ve Türkiye’nin deprem gerçeğiyle yüzleşmesi gerektiğini gösterdiğini söyledi. “Bu sarsıntılar, depreme hazırlık mücadelemizin ne kadar büyük bir milli güvenlik meselesi olduğunu gösteriyor” diyerek, binaların dayanıklılığının artırılmasının aciliyetini vurguladı.
Türkiye’nin farklı bölgelerinde, özellikle Ege ve Marmara bölgesinde meydana gelen depremler, deprem riskine karşı daha sıkı önlemler alınması gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor.
Kentsel Dönüşüm ve Deprem Güvenliği İçin Yapılması Gerekenler
Bakan Murat Kurum’un açıklamalarına göre, İstanbul ve diğer deprem riski taşıyan şehirlerde güvenli bir yapı stoku oluşturmak için şu adımların atılması gerekiyor:
- Riskli yapıların hızla tespit edilmesi ve dönüşüme alınması
- Vatandaşların kentsel dönüşüme destek vermesi
- Deprem yönetmeliklerine tam uyumlu yapıların inşa edilmesi
- Belediyeler, kamu kurumları ve özel sektör iş birliğinde çalışmaların hızlandırılması
- Deprem riskine karşı halkın bilinçlendirilmesi
Bu önlemlerin hayata geçirilmesiyle İstanbul ve Türkiye genelinde depreme daha dirençli şehirler inşa edilebilecek.
Sonuç: İstanbul Depremi İçin Acil Önlemler Şart
Bakan Murat Kurum’un açıklamalarına göre, İstanbul’un ve Türkiye’nin büyük bir depremi kaldıracak gücü bulunmuyor. 1,5 milyon yapının yüksek risk altında olması, kentsel dönüşüm projelerinin hızla hayata geçirilmesini zorunlu kılıyor.
Ege Denizi’nde son dönemde artan sismik hareketlilik de Türkiye’nin deprem gerçeğini unutmaması gerektiğini gözler önüne seriyor.
Deprem riskine karşı alınacak her önlem, milyonlarca insanın hayatını kurtarabilir. Bu nedenle hızlı ve etkili bir kentsel dönüşüm süreci kaçınılmaz bir gereklilik olarak öne çıkıyor.
